Nope.

Ermeni diyasporasi cok etkili yurt disinda. Ondan sebep cevrendeki baskin dusunce ve dahi butun dunya

arap aleviyim adanalıyım.
adana katliamı diye geçer, burada kaçkaç olayı diye bilinir kaçarken ermenilerin bazı bölümü bize emanet etmiş bebeklerini kilikya ovasında büyük katliamlar olmuş fotoğraf atabilirim.

Popülist olmak hoşlarına gidiyor hocam. Siz öyle düşünmüyorsanız hiç takmayın.

gang leader of wasseypur ile aynı fikirdeyim.
etnik bir topluluğun yaşadıkları yerden zorla göç ettirilmesinden bahsediyorsunuz ve bir de katliam olmadığını söylüyorsunuz üstelik inandırıcı olmayan sayılarla ispatlamaya çalışıyorsunuz. kulağıma bir alevi olarak değil bir insan olarak hiç mantıklı gelmiyor.

tehcir sürecinde anadolu'yu terk etmek istemeyen/terk edemeyen bir kısım ermeniler alevi köylerine sığınmış burada aleviler tarafından kamufle edilmiş, hayatlarını sürdürmüşler. bu sebeple natürel asimilasyona uğramış, alevileşmiş ermeniler hayattadır. bu süreçle beraber özellikle ülkenin doğu kesimindeki aleviler tehcir/soykırım/tatsızlık sürecini iyi bilirler. ingiltere'deki alevi cemaatinin büyük bir kısmı maraş ve tokat yöresindendir. buna mukabil mevzunun aslını ortalamadan daha iyi bilme olasılıkları yüksektir.

türkiye'deki aleviler'in ne düşündüğü önemli değil. mevzunun aslında ne olduğu önemli. bu soruyu türkiye'de halihazırda yaşamakta olan, olaya objektif bakabilen ermenilere soracaksın.

adana ciheti alevileri (arap alevileri) ermeni kırımlarına şahit olmuşlardır. birkaç gencin çeteciliğinin cezasını bir sürü masum ödedi, derler. evlerini kaçanlara açtıkları nakledilir; doğrudur.

azınlıkken o kadar da rahat konuşulamayacağını unutmamamız lazım, fakat. vaktiyle bahsettiğim cihetten göçmüş belki kırgın bir eğitimcinin ifadesiyle: diğer azınlıklar da kendilerine korkarak taraflı davranabilirler.

dersim'i anlatmaya gerek yok, zaten...

@e haliyle birkaç gencin çeteciliğinin mi? Çüş diyorum. Bildiğin çüş. O birkaç genç dediğin adamlar 500 bin türk katletti. Oldu olaca türkler kendi kendilerini katletti de. Gerçi onu da söylersiniz siz. Artık dalga geçiyorsunuz bizimle.

İngilteredeki alevileri bilmem ama benim tanıdığım aleviler inanılmaz bir tarih bilgisine sahiptirler. Aralarında kendini bilmez birkaç tanesinin dışında bu yalanı savunanı görmedim. Ailesi İsviçre'de yaşayan ve yürüyüşlere falan katıldığını bildiğim aleviler de var. Burada sadece ermeni kökenliler ve kürtçüler bu yalanı savunuyorlar genellikle. Yüz yüze tartışmalarda verelim mi doğuyu lafından sonra en enteli bile mal mal bakıyor yüzüme. Neyi savuduklarıyla alakalı en ufak bir fikirleri yok. Amaç türk düşmanlığı.

katledilmesinler diye arap alevisi gibi yaşayan ermeniler vardır. adana dolaylarında arap aleviler ermenileri kendi aralarında saklamışlar, yaşamak istiyorsanız bizim adetlerimizle yaşayın denilerek zamanla alevileşmişlerdir. ama hiç lafı edilmez bu insanların. yazılı olmayan bir kuralmış gibi sessiz bu konu hakkında hiç konuşmayarak kendi aralarında yaşarlar. zaten kız alıp vermeyle zamanla tamamen asimile olmuşlardır.

ironik bi şekilde arap alevileri de bu ülkenin en atatürkçü insanlarıdır. chp ceketini aday gösterse seçtirebilir o bölgede. gezi olaylarındaki tavırlarından bulabilirsiniz. ülke bilmez, ölen insanların çoğunluğu arap alevisiydi. türkiye'yi deli gibi severler. laiklik yüzünden atatürk'e minnet duyar, inanılmaz bir saygı sevgi beslerler. falan filan...

hacı türkiyede hemen hemen kimse soykırım nedir bilmiyor. soykırımı bir milleti olduğu gibi toptan öldürmekten ibaret sanıyorlar. bu eksik bilgiye sahip vatandaşlarımız kendilerince haklı olarak soykırım olmadığını iddia ediyorlar.

uluslararası hukukta yapılanların soykırım olması için aşağıya yazacağım 5 fiilden en az birinin yapılması gerekiyor:

(1) Grup üyelerini öldürmek;

(2) Grup üyelerine ciddi fiziki veya zihinsel zarar vermek;

(3) Grup üyelerini bilerek tamamen ya da kısmen fiziksel yok oluşa götürecek yaşam şartlarına tabi tutmak;

(4) Gruptaki doğumları kasıtlı olarak engellemek

(5) Grubun çocuklarını zorla başka bir gruba transfer etmek

buna göre 1,2,4,5 kısmen uygulandı (4 için gelecek itirazlara istinaden peşinen söyleyeyim, bazı yerlerde sadece erkek ermeniler öldürüldüler (erzincan- eğin), kadınlar da kendi aralarında çoğalamayacağına göre kısmen doğumlar engellenmiş oldu)

3 ise tehcirle uygulandı.

kısaca benim kendi vicdanım soykırım olmadığını ama büyük katliamların yapıldığını söylerken uluslararası hukuka göre bu bir soykırımdır.

www.bbc.co.uk


meseleyle ciddi olarak ilgilenenler için objektif bir karşılaştırma haberi. her iki taraftan ve üçüncü taraftan da araştırma sonucu görüşler mevcut. türkçe.

En merkezi yer Berlin alexanderplatz, oradan branderburgertor, unter der linden gibi turistik yerlere 20 dk yürüme mesafesi. Checkpoint charlie gibi yerler ise 30 dk. Onun disinda cok merkezi oldugu icin ulasimi cok rahat (istanbulda taksim gibi düsünebilirsin)

Uygun otel www.ibis.com

onun disinda hostel olarak da citystay.de

Ayrica fiyatlar yüksek gelirse berlin ulasim olarak cok iyidir, o yüzden illa merkezde olmak zorunda degilsiniz. sehrin bir ucundan digerine en fazla 40dk gidilir.

ulaşıma para verme. vicdanına müdahale yok tabi.

www.wimdu.de, otel disinda evini hostel gibi kullananlar var bu sitede, merkeze yakin bi yer bak. Ama ulasim kolay oldugundan yarim saatte merkeze ulasmanla 5 dk da ulasman arasinda fark olmayacak. Ulasimda yakalanirsan 40 euro cezasi var.

salla bence dönünce türkiyeye baktırırsın... sporda fazla yorulmuşsundur. normalde sıkıntı yoksa gitme. tavsiyeme uyup doktora gitmeyip sonra kalp krizi filan geçirirsen karışmam ama.

2 haftadir yuzuyorum ve yuzerken cok zorlandigimin farkindayim.
ama ritim bozuklugu vs. gibi bir sey cikmasindan korkuyorum.

tr gidiş dönüş biletleri ne kadarmış?

ben 6 ay once geldim. ama git gel 300 lira bir sey sanirim. eger 1 ay onceden ayarlarsan

abi sen şu atakan seni sikecegim arslanim'daki atakan mısın? :(

bunu çevrende sorabileceğin, bu işlerden anlayan herhangi bir ingiliz yok mu? onlara sorsan çok daha iyi olur sanırım, yani ingiltere'de bir yabancı için sağlık sistemini en iyi ingiliz yetkili bilir diye tahmin ediyorum, burada o bilgiye sahip biri çıkma ihtimali düşük. ne bileyim dil okulunun bir yetkilisi olabilir, bir eczane falan olabilir gidip desen böyle böyle aga bana ne yapabiliyoruz diye?

ingiltere deneyimim olmadan konuşuyorum: sisteme göre önce GP'ye (general practitioner) gitmen gerekir heralde. onun da özel fiyatları için internette 15 dakikalık muayene 70 pound, 30 dakikalık muayene 128 pound yazıyor. daha sonra onun seni kardiyoloğa yönlendirmesi gerekiyor. cüzdanın kalınsa hiç düşünme, sağlık sonuçta ama değilse tr'ye gel git daha ucuz gibi görünüyor.

daha ucuzu daha pahalısı vardır, varsayım ve yalan dolan olabilir bu dediklerim. orada yaşayanlar daha iyi bilgiler verir.

evet benim.

sordum ancak fiyat konusunda fikirleri yok.
3-4 alternatif sundular kafam karisti. buralardan uk ye dil okulu vesilesiyle gelmis cok eleman var diye sormustum. yarin gider tekrar sorarim ama sekretere, aciliyeti yok zaten.

@stereoseyf okulda sektreter bir kagit vermisti bugun. biraz arastirdim, 47 pound a sigorta yaptirip butun seylerden ucretsiz yararlanabiliyorum sanirim. ama yuzde yuz emin degilim. yarin cek etmem lazim.

UK turistlere bile sağlık hizmeti sunuyor diye duymuştum zamanında

Turistlere saglık hizmeti suistimal ediliyor diye kaldırıldı veya alanı daraltıldı, artık daha katılar saglık, sigorta konularında.

Yurt dışında eğitim almaya gitmeden önce sağlık sigortası yaptırmak zorundasınız zaten. Hatırlayın vize işlemlerini? Evet yaptırmıştınız, o gp'yi karşılayacak.

bildiğim kadarı ile ingiltere sınırlarına dahil olduğunuz anda sağlık kuruluşlarından ücretsiz yararlanabiliyorsunuz. keza 6 yıl önce böyleydi bu ve bir arkadaşı acile götürmüştük yine dil okulu öğrencisi olan, yalnızca pasaport ile işlem yapmışlardı o kadar. buna ek olarak geçen gün hoca derste de bahsetti, mültecilerin ilk alternatifi ingiltere çünkü sağlık konusunda ücret ödemek durumunda değiller diye. aynı zamanda ekledi tabii, ingiliz hükümetinin bunu sınırlandırma çabası varmış fakat hayata geçen bir şey yok dedi henüz. hocanın yalancısıyım, hayata geçtiyse bilemem tabii.

tüm bunlara ek ve son olarak schengen ülkelerinde sağlık sigortası vize için şart koşuluyor, eğer ki yukarıda bahsettiğim durum devre dışı kaldı ise ingiltere'de mutlaka vize işlemleriniz esnasında sizden böyle bir şey talep etmiş olmaları lazım. bu mantıkla da ya sağlık sigortanız vardır zaten ya da ingiltere'de otomatikman sigortalısınızdır.

öğrencilerle ilgili prosedür değişmediyse 2012'de dil eğitimi için ingiltere'de bulunduğum sürede iki kere muayene oldum, tedavi gördüm, ilaç aldım herhangi bir masraf çıkarmadılar. yalnız yanımda ülkeye girdiğin 15 gün içerisinde ikamet ettiğin bölgenin emniyet kurumundan yaptırman gereken fotograflı bir belge vardı. sanırım ona bakmışlardı sadece. ayrıca herhangi bir sağlık kuruluşuna gidip muayene olacağım masraf çıkaracak mısınız demek en basit yolu neden denemiyorsun? yarım saatini almaz.

yardim.vodafone.com.tr

mantıken türk hattı takarsan bloke olması normal değil mi. biz de dışardan telefon getirdiğimizde kayıt ettirmezsek bloke oluyor çünkü türk operatörüne ait bir sim kart taktığımız için.

190 lira cezasi var cam filminin, rusvet istemisler siz anlamadiniz sanirim ya da anladiniz vermek istemediniz, corba parasi atsaydiniz bu kadar uzamazdi. ama tavrindan dolayi sikayet edebilirsiniz tabiki.

ön ve ön yan camlar için film yasak. muayeneden geçiyor dediğin hafif kusurlu olarak geçiyor. hafif kusur olduğu için bi yaptırımı yok ama yine de polis gördüğünde ceza yazabiliyor. 7 gün içinde filmleri söktürüp herangi bi trafik şubesine gidip arabayı gösteriyosun.

geçen gün bana da yazmaya çalıştı film cezasını bir polis. kendi ekip arabasının ön camında bile film olduğunu gösterip sizin uymadığınız kurala ben niye uyayım ki diyince ceza yazmadı. bi dahaki sefere aklında olsun, kullanabilirsin bunu.

ve tabi geçmiş olsun.

malatyada bir davada ceza geri çekilmiş gibi bi haber vardı onu arasttır istersen

değer bi paraysa bana yaz iptal ettirelim

2013 yılında sakarya'da ve denizli'de çıkmış mahkeme kararları var. aracın içinden görüşü engellemeyecek durum olarak mahkeme cezanın iptaline karar vermiş. bugün baktığımda ocak ayında çıkan bir habere göre modifiyeli araç düzenlemesinde cam filminden de bahsediyor. son çıkan düzenlemenin pratikte uygulamasına mı denk geldim yoksa hala o mahkeme kararı emsal teşkil eder mi onu merak ediyorum.

eger ugrasmak istersen mahkemeye git iptal ettirebilirsin cezayı. aynısı benım basıma da geldi. kız arkadasım avukat polise demişti bu ceza hukuka aykırı, yazamazsınız iptal ediyor mahkemeler zaten diye, ama işe yaramadı tabi, iyi o zaman ben yazıyorum gidin mahkemeye verin iptal ettirin dedi. bu arada 7 gun içinde o filmi soktur bidaha yakalanırsan arabayı baglarlar(bu da basıma geldi ordan biliyorum).

gece yolculuğu tecrüben varsa 2-3 gibi. mis. ama uykunu al.

6 yı geçme kesin bilgi

Saat 6:30'da Beylicium'un oradan servise biniyorum. Trafiğe yakalanıyoruz. Beşiktaş'a 8:00-8:30 arası bir saatte varıyoruz. Köprü trafiğini görüyoruz, önünden kıvrılıyoruz. Dolayısıyla 6:30'da çıkarsanız hem TEM hem köprü trafiğini görürsünüz. Bir 15 dakika bile büyük oranda kurtarır ama 6:00'da çıksanız karşı tarafta belki trafiğe takılırsınız, az sorun yaşarsınız. Daha geç çıkmayın ama.

6 da cikarsaniz 7 de sabiha gokcen kavsagina ulasirsiniz trafik arkanizda kalir. rahatca gidersiniz. gec ciktiginiz her 15 dakika size 30 dakika gecikme olarak geri doner

en geç 6.

06.05'te çıkarsam 5 dakika gecikirim diye düşünme. 5 dakika geç çıkınca 15 geç varabiliyorsun. böyle böyle katlanarak artıyor

caninizi yerim gencler. 5:45-6 gibi teker doner insallah. sevgiyle kalin.

6++++++ ideal 1. köprüden genelde

bazı tapu daireleri pasaportu bile işlem yaparken kimlik yerine kabul etmiyor. daireden daireye değişiyor. pasaportla işlem yapılabilir diye yazılı beyan olmasına rağmen. yani tapu dairesini arayıp sorun.

Tesekkuler yanitlar icin. Olmadi nufus cuzdani kayip diyerek yenisini cikaracaz.

arada fark yok bence neredeyse. pasaport kayıt ve vergi veriliyor sanırım. biri 200 tl, pasaport kayıt hakkınız yoksa da 100-150 tlden satılıyor. yani üzerine nereden baksan 300 lira ek masraf yapacaksınız. 2100'e çıktı fiyat. 300 lira oynuyor.

iphone6 türkiye apple store satışı 2500tl, havaleli fiyatı 2350 tl. kayıt için ödenen harç 130 tl. var hesabını sen yap.

Bu arada is arkadaslarimdan bir abla patronun cocukluk arkadasi. Baksana abla su guzelligi satmak zorunda kaldim dedim falan. Patron sehir disindan gelincende bir tek o ablayla gorustu. Sonra da beni aradi falan iste. Acaba o ablaya cok mu acikli konustum da o da bahsetti espirisine. Sonra espiri gercege mi donustu falan :)

valla hocam açıkçası bu işlerde deveyi diken yani.

Anlattığına göre senden başkasına bakıyor ihtimali yok.
Şirkete alır sana tahsis eder.

Ama iki kat maaş, araba filan... Attığın imzalara dikkat et

işkillendim, dikkat et kendine :) neden iki kat maaş verir ki bir insan komik bir şey mi istedin? nasıl bir işe yarıyorsun hemen araba hediye ediyor.

türk dizisi olsa adam hiç görmediğin baban falan çıkardı.

başına talh kuşu konmuş sanki :) bu duyuruyu silme de merak ettim ne olacağını sonra yazarsın alıp almadığını.

Hicbir imzam yok. Burs aldigim icin sigorta dahi istemedim. Sirketle resmi hicbir bagim yok :)

Insallah dedigin gibidir @teritori

Adam cok eski gecmisini bildigimiz bir tanidigimiz zaten. Sadece beni yakindan tanidikca cok sevdi. Etrafi aptal adamlarla doli ve cok yalniz. Zor gunlerden gecmis gelmis. Bana destek olmak icin iki kat maas verdi.

Abi adam kesin sen kucukken bir yakininin olumune falan sebebiyet verdi, simdi boyle ustu -cok da kapali olmayan- kapali iyilikler yaparak vicdanini rahatlatmak istiyor. :(

Ok, son yazdigini okuyunca, belki boyle olmadigina karar verdim.

Adam kendine yakin hissetti aslinda beni. Ayni yollardan geciyoruz. Ne guzel eneejini kaynetme cok pozitifsin bu kadar zamana kadar falan dedi. Bir de ben sirket icin kendi cebimden birkac fedakarlik falan yaptim. Cok hosuna gitmis aradi cok tesekkur falan etti. Birkac saat sonra da bu muhabbet oldu iste.

o zaman yüzünü kara çıkarma hediye ederse :) ne güzel işte işini iyi yapan adam ve hakkını veren patron. komplo teorimi geri alıyorum.

fav'a ekledim sonucu bekliyorum silme sakın :)

ama beklentiyi yüksek tutmamakta fayda var tabi.

"the gay boss" filmini izledin mi?

şey olmasın? şey?

edit: @il pad önce davrandı. asdasdad şu saatteki olaya bak ya

Tipki filmlerdeki gibi olacak gibi gozukuyor ne diyelim.

1. araci sirkete alip sana tahsis edebilir (sirkete neden 2.el arac alsin?)
2. araci sana alip jest yapabilir, pek cok sirket artik sadik ve guvenilir, yillarca calisabilecegi insanlarin sirketin uzun vadede avantajina oldugunu farketti, bunu seni daha bastan baglamak icin yapabilir. (bu en iyimser ve en olasi dusuncem)
3. ford u kendine alip sana her gun nispet yapabilir (eheh)
4. sen arabayi o kadar ovmussundur ki "ulan mercedes nedir yahu genclige doneyim" diye dusunmus ve hakkaten kendine almak ve mercedes i sana hediye etmek istemis olabilir (oha)
5. simdi aklima geldi, 2. maddedeki gibi arabayi sana alir ama her ay maasinin %10 unu- %20 sini keserek borcunu odemeni de isteyebilir, bu da olasi.

sana bohmiyir diyeyim tam olsun.
ek: sana işleniyor, halleniyor da olabilir. başbaşa seyehatler, dertleşmeler felan hı? ;)
favladım bekliyorum bakalım tutacak mı?

daha okurken aklımdan geçen ilk şey adamın gay olup sana hallenmesi. arabayı alınca artık gönül borcunu nasıl ödersin bilemem ehueheh :)
cidden bu işler tehlikeli öyle pahalı hediyeler falan kim kime alıyor allasen..

ya bu adam sana yürüyor bak çok açık söylüyorum.

* yere 100 lira falan düşerse eğilme yada ayağınla duvar kenarına çek, duvara yaslanarak eğilip al.

netice?

ee neymiş gece gece merak ettim yine :)

Bu duyuruyu ben hatırlıyorum eskiden, mevzu bahis araba yine focus'tu. Halla halla, zamanda yolculuk falan mı yaptım acep?

Olay nereye bağlandı acaba bende merak ettim.

çünkü o aylarda ucuz biletleri yakalamak için geç kalmışsın. ama yine de pahalıydı zaten.

Bahsettigin aylar fuar, kongre, egitim, seminer aylari. Bu yuzden pahali biletler. Otel bile bulmak cok zor o aylarda.

okullar tatil falan ya ondan dolayıdır belki.

okullar tatile girdi

euro ve dolardaki artış alan vergilerine yansıdı. doğal olarak genel bir pahalılık var.

son birkaç aydır her uyuduğumda(gün içindeki şekerlemeler de dahil) kabus görüyorum ve uyandığımda dinlenmiş değil tam aksine yorgun ve baş ağrısıyla uyanıyorum. bu yüzden mümkün olduğunca geç yatıyorum.

canım sıkılıyo amk son 1 saat

uyumaktan sıkıldım

Çay içiyoruz

yeni uyandım.

çay içtiydik.

akşam uyurken iddaa yapmıştım 1 kupon.
az önce uyandım 6'da 5. son maç da başlamak üzere. hehe

@noc hangi maç lan beraber takip edelim yapcak isim yok şimdik

Japonya uzak oraya gitmesi birkaç hafta sürer ahasdfdsa :D

Ya ülke-para birimi ne değiştirir bilmiyorum ama Türkiye'den İngiltere'ye 2 iş günü içinde gidiyor. Banka 2-3 iş günü içinde diyor. Şimdi orada sorun şu olabilir, karşı tarafın hesabı japon yeni ise sizin gönderdiğiniz Usd ne olacak? Ben direkt burada Türkiyede sterlin hesabı açtım nesela o şekilde gönderebiliyorum. Büyük ihtimalle siz gönderirken de buradaki kurdan Yen'e çevirip o şekilde gönderirler.

Ha yine 2 gün alır bence.

en hızlı ve masrafsızı türk hesabına havale yapmak, arkadaşın kartından japonya'da çekmesi eğer arkadaş türk ise. değilse ve sürekli para transferi yapılacaksa bir türk hesabı açıp kartı arkdaşa göndermek şifreyi de söylemek. münferit bir havale ise western mestern bişeyler yapın.

2-3 is gunune gider, anlasmalara bagli olarak. Merkez bankasina gitmiyor.

Swift yapabilirsin hesaba gondermek istiyorsan.

Oncelikle buradaki bankadan yurt disindaki bir transfer bankasina gidiyor para (genelde yurt disindaki her banka ile anlasmalari olmuyor cunku, o yuzden aktarma yapiyor para :) ) sonrasinda da o banka o parayi japonyaya yollar. (baska aktarmalar da olabilir ama basima hic gelmedi o)

Eger direk arkadasina vereceksen western union da yapabilirsin, o bir sistem. sen burdan koyuyorsun parayi, o ordan aliyor.

Ikisinin de ayri ayri masraflarini sorarsin, kafana yatani yaparsin.

Agirliga bakan yok. Dusuk bir ihtimal.

stansted'de bakıyorlar 8kg'ye düşene kadar içindekileri çıkarttırıp elinde taşı diyorlar.

@il padrino Nasıl yani, laptopı, birkaç kıyafeti çıkarıp elimde taşısam tamam diyecekler mi yani?

ryanair artık ufak bir çantanın da elde taşınmasına izin veriyor. ama 20 kg'lik ağırlık başınıza iş açabilir. alta vermenizi isteyebilirler.

www.dunyabirmasaldir.com

budapeste ucuzluk konusunda oldukça iyi.ama kopenhag hiç iyi değil.bir suya 35 danimarka kronu verdim.yaklaşık 15 lira yapıyor.o da su değil maden sodası gibi bir şeydi.

bildiklerim kadarıyla doğru ama hep o ülkenin en ucuz şeyleri gibi sanki. misal türkiye olsa tavuk döner yazardı belki. tabi yarım ekmek ha lavaş değil.

havmac.com dan bilgi alabilirsiniz diye düşünüyorum.

thailand.

ucuz yerler biraz tehlikeli oluyor tabii.

endonezya ucuz mesela. ama bizim gulup gectigimiz giris 1 lira entrance 2 liras muhabbeti orda da var.

Bin doların bir kısmını uçağa verirseniz kalanıyla Tayland'da gerçekten pek güzel yaşarsınız, çok da keyif alırsınız.

Tayland +1

take it easy falan diyorum da ben genelde, birebir karşılığı yok pek

May it be easy de denebilir

aslında bunu direk karşılayan bir kalıp yok. "take it easy" diye de çevirenler var ama native english speaker arkadaşlardan hiç duymadım. "good luck" ı daha çok duydum

"break a leg"? :) valla kolay gelsin lafındaki gibi doğrudan emeğe vurgu yapan bir şey yok sanırım. o yüzden bence de şanstan yürümek lazım gibi.

ek: bu arada "take it easy" deyince "sakin ol şampiyon" anlamı da çıkabilir, o biraz sakat :)

may the force be with you.

kolay gelsin deme. see you de bye de. türkiye dışında kolay gelsin gibi bir girişim yok. öyle bir niyetlenmenin varlığından haberi yok insanların.

Kolay gelsin diye bir şey yok ingilizcede.

hadi görüşürüz koaly gelsin tarzı bir kolay gelsin değil.

mesela bir yere girmişim adam bir şeyle uğraşıyor, iş yapıyor, ona kolay gelsin tarzı bir şey demek istiyorum.

"hi" en iyisi, "take it easy" dersen yanlis anlasilir, buyuk ihtimalle "sakin ol" diye anlyacaktir. Almancada da ayni problem var ve "Hallo", "hello" ve "hi" ile cözüyoruz burda isi. Ingilizcede de ayni sekilde, bazi kaynaklarda "may the force be with you" kullanilir diyo ama kimseden duymadim bu kalibi, zaten gereksiz uzun.

eski moda iskelesi.

www.sutyumurtarecel.com

menüsüyle, sahipleriyle şirin yer..

eski moda iskelesinde beltur'un kahvaltı menüsü çok pahalı değil.

moda van

Süt yumurta reçel çok kötü bir tercih olur :)

bahariye tatdoys 17 tl kahvaltı cokta güzel

Süt Yumurta Reçel
"net"

antakya'da deniz yok hocam. İskenderunda'da o tip oteller yoktur. Arsuz bölgesindeki pansiyonlara bakın.

iskenderunda issos var

www.issosotel.com

Antakya'da deniz yok + Anemon oteli var. Konumu da iyi, Hilton açıldı mı bilmiyorum onun da konumu gayet şehir içidir. Havuzlu bunlar var.
Ottoman Palace'da havuz var mı bilmiyorum.

söylemişler zaten de antakya'da deniz olduğunu sanıp buradan bilgi almadan antakya'ya gitseydiniz keşke. neyse konumuza dönelim antakya'daki en iyi otel ottoman otel'dir. restoranı klasman derecesindedir.

sarisin ingiliz icin londra disindaki bolgelere yoneleceksin, enfield civarinda vardi bitane ama pasaport'a bakip aliyolardi son zamanlarda apaci hucumundan dolayi, ismini unuttum maalesef.

@mavijojobatanecigi zeki arkadaşım Konya'da olsam niye Londra'dan tavsiye sorayım. Londra'da sarışın az diyen adam çarpılır bu ramazan günde yeminle:)

Para sovu yapmayacaksan ya da olaganustu bir vucut/tip yoksa bu hayallerinden vazgec. Ortanin altindaki kisilerle iletisime gecme sansin olur sadece.

Oneri istiyorsan fabric cok guzeldi

Öncelikle bir süredir Londra'da yaşıyorum. Protector'ın dediği paran olucak, olağanüstü vücut/tip olacak tespiti klasik, dünyanın her yerinde geçerli temel gerçeklerden bir tanesi. Fakat "bunlar olmazsa hayallerinden vazgeç" kesinlikle yanlış bir ifade. Ha gündüz vakti, tube girişinde, çıkışında, kafede bilmem nerde kızlara teklif edeceğim diyorsan O zaman protector'ın dediği para, vücut olayı olmazsa olmaz. Ama Londra gece hayatı, gündüz 12'deki gibi değil, alkolün su gibi aktığı, ayık adamın olmadığı ortamlar. Gece otobüsünde bile işeyen, kusan, striptiz yapacak kadar uçmuş tiplere millet dönüp bakmıyor bile, normal her şey. Cuma, cumartesi geceleri yaşadıklarımı, gördüklerimi anlatırsam İngiltere vizesi için sistem kitlenir, yığılmalar, kuyruklar oluşur:) Bir sürü iğrençlik de cabası. Ama bu bar, club ortamlarında insanın kendi tipini bilmesi ve doğru kızlara hamle çok önemli. Bunlar da hep tecrübe ile, hatalardan ders çıkararak, reddedilerek oluyor. Bu demek değil ki x kadarlık adam 3x'lik kıza yazmasın, 3x'liğe yazsın ama 5x'liğe yazmasın. Çünkü burda rugbyci vucütlu tipler, bebek yüzlü sarışın Brad pitt'ler, hipster akımını başlatan şekilli pçler, ceo gibi giyinip ortalığın amına koyanlar neler var neler. Bu adamlar Türkiye'de olsa zaten, önemli bir kesim kitlesel olarak gay olur. İlk zamanlar ben de bu yakışıklı erkek güzellerini görünce moralim bozuluyor, nerdeyse depresyona giriyordum. Ama bir taraftan da at hırsızı tipli, sizden çok daha çirkin tiplerin de olduğunu ve bunların yanındaki güzel kızlar benim moralimi düzeltiyor, hayata tutunmamı pes etmemem gerektiğini tokat gibi çarpıyordu:) İtalya ve Fransa'da 1-2 yıl yaşadım. Ordakiler ırkçı, göçmenlerden nefret ediyorlardı, Afrika'dan her 5 dakikada bir mülteci botu sınırlarına girmeye çalışıyor, onları anlıyorum. İngiliz kızları öyle değil, yerim onları:) Ha dersen bunca gereksiz belki de sikko bilgi şey yazdın, hani mekan tavsiyesi? Valla türklerden bıktım hocam, ya barzolara denk geliyorum ya zengin, züppe Türklere. O yüzden isim verip, reklam yapmıyorum.

Kategorizasyon yapıp sarışın yazdık diye mi cevap gelmiyor? Beyaz tenli, süt gibi olsun, sarışın olmasa da olur.

Böyle yazınca da ırkçı gibi oldum. Zenci de olur, onlar da insan:)

Neyse özüme döneyim. Nefes alsın yeter:)

Soru: hani kız gruplarının gidip, dağıttığı yerler falan işte.

@mavijojobatanecigi soho civarına gitmiştim geçenlerde, tam da gay pride haftasına denk gelmişiz, öğle pride'dan gelen gecelere akmış:) Yolda zor yürüdüm, el sallamalar, hello demeler, öpücük atmalar, namusumu zor kurtardım:) Bir daha gitmem o soholara

türkler olarak ingiltere gece hayatı hakkında çok bilgi sahibi değilizdir. bilgi sahibi gibi davranırız. verimli tavsiyeler alabileceğini sanmıyorum. tavsiyem "what to do tonight" veya "where to go tonight" tarzı özellikle ingiliz menşeili sitelere bak.

King's Arms
Fabric (x)
Roundhouse (x)
The Den
Koko (x)
Apres

22 / F / LANDAAAN
Yanina (x) koyduklarimda cok saglam uyusturucu muhabbeti doner, ellerinde ici su dolu pet sise tasiyan insanlardan anlayabilirsin zaten

yere carptiginda evet.

denemeyen biri bilemez bunu farazi cevap verenlere inanma.

Parcalinir miyim derken? Ucagin kanadina carparansan evet ya da motorun tam onune atlayabilirsen. Neyden dolayi parcalanmaktan bahsediyorsun?

Edit: O yukseklikte iken kapiyi acarsan zaten sen atlamadan seni disari firlatir ic basinc. Kaldiki yolcu ucagi oldugunu farzediyorum, kapilari icbasinc gucunu kapini acilma yonunun dersine denk gelecek sekilde yapildigi icin yukseklikte olusan ic basinc kapiyi oyle bir sikistiriki acamazsin o kapiyi. Tahminimcede dusmeden once olursun ucaga carpmasanda. Cunku cok dusuk basinc, -50 derece civarinda soguk, pek az oksijen demek 35000 feet.

o yükseklikte hava çok düşük sıcaklıktadır. doğal olarak nefes alamazsın. yani boğularak ölürsün en iyi ihtimal. basınç da varsa bir yerlerin kırılır. ama rüzgar varsa seni fırlatırsa uçağa, kanatlara falan büyük ihtimal ölürsün. zaten serbest düşmeyle finalde ölüyorsun. uçak seyir halindeyken o yüksekliklte kapıyı açarsan sadece sen değil çoğu kişi ölür.

hiçbir şey olmaz. paraşütün varsa. adamlar daha yüksekten atlıyor

basınç farkından dolayı kapıyı açamazsın zaten.

oksijen maskesi takmazsan 15 ile 30 saniye arasında hypoxia'ya yakalanır beynin oksijensiz kalır ölürsün. hava sıcaklığı -48 -52 arasındadır zaten ölürsün, sürtünmeye yönelik dış teçhizatın yoksa yine ölürsün. üç kere ölürsün en az.

Madem atlayacaksın son sigaranı iç havada (kullanmıyosan bile iç).


Al ilham verir www.youtube.com

Ulan bilimsel yazayım deyip amma komik yorum yapanlar var
Herkes alınmasın üzerine

35000 feet te atladığında nefes alamazsın soğukta seni dondurur bunları engellersen 12000 feete kadar bir sıkkntı çıkmaz 12000 feette bu korumalarada gerek kalmaz

Kısaca donanımın varsa atlarsın

odtü, boğaziçi ve isimli vakıf üniversitelerinin çoğu.

Boğaziçi iyi, her telden insan var ama kimse kimseye karışmaz.

olum deyince kızıyosunuz da ortam falan hep senin elinde olan şeyler ya. uzak durman gereken okulları zaten tahmin edersin, hani ayrıca "kardeş şurası sana uymaz" dememize gerek yok. çevre, ortam elbette ki önemli ama gelecek planlarına da karı kıza göre yön vermemek lazım. ayrıca zaten türkiye'deki kalburüstü, kaliteli okulların hiçbiri saydığın şeyler konusunda sıkıntılı değil.

sana şöyle söyliyim ben istanbul üniversitesi edebiyat fakültesindeyim. fakültede 500 bin tane insan var, 600 bini kadın. bana gömleği pantolonunun içine sokan, ergen bıyığını kesmeyen, "mırıbı" diyen çocuklar geliyor. elin oğlu at gibi hatunlarla geziyor. e şimdi bu bizim okul "cemaatçi" olduğundan mı? değil. HANIM MIKNATISI olacak aga, öyle olduğu zaman dindar vakıf üniversitesinde bile ortamın olur.

velhasıl, dediğim gibi, hiç sevmiyonuz bunu ama SİZE BAĞLI.

gsü, ege, boğaziçi.

istanbul'a gel, kafan her yerde rahat olur. ayırmaya gerek yok. diğer şehirleri arkadaşlar anlatsın.

Açık ara GSÜ

Boğaziçi +1800

Güney Meydanda çimlerde cıbıldak ablalar yatıp güneşlenir, yanlarında türbanlı ablalar sohbetleşir, diğer yanda birileri voleybol oynar, kedi sever filan.

ha bir de gsü, boğaziçi gibi üniversiteler yüksek puanlarla girilen bölümlere sahip üniversitelerdir. burada arkadaşlar oraları söylemiş de öyle amerikan kolejlerindeki gibi ortamlar hayal edip de kazanamazsanız üzülmeyin. gayet mütevazi, çalışkan öğrencileri çoğunluktadır. dediğim gibi birini diğerinden ayıracak bariz fark yoktur senin kriterin için istanbul'daki üniversitelerde.

koç iğrenç kasınç neresi rahat. gs fena değil de küçücük sonuçta her telden çalan insan yok o kadar. boğaziçi en iyi. yine üniversiteye girsem yine boğaziçiye giderim.

msgsu

boğaziçi falan denmiş de kız erkek iletişimi bence baya boğuk ve çarpık boğaziçinde. bunun dışında kızları bayaa sıkıcılar. 4 senedir içindeyim, son iki yıldır ders dışında bir kızla konuşmadım sayılır, 10 dakika falan konuşup sıkıldıklarımı saymıyorum.

sütçü imam. adı bile rahatlattı değil mi.

ben de duydum benzer şeyleri ancak kulaktan dolma bilgilerle verilecek karar değil. her üniversitenin tanıtım günleri oluyor oralara gitmenizi tavsiye ederim.

bir arkadaşım uzakyol vardiya mühendisi olarak çalışıyor. genelde şirketlerle anlaşma yapılarak gidiliyor 3 aylık ve 6 aylık gibi yani adam gidiyor 6 ay yok. karaya ayak bastığı zaman yılın %20'sini geçmez. bu nedenle herkesin yapabileceği bir iş değil. ama gemide türbindir, motordur, kazandır vs. öğreniyorsun. bir süre sonra bu tecrübeyle karada iş bulma imkanı da olabilir.

gemicilerin maaşları genel olarak yüksek oluyor. lise mezunu bir arkadaş bir yük gemisinde elektrikçiydi ne kadar alıyordu bilmiyorum ama sağlam para geçiyordu eline söylediğine göre.

bir de tanıtım günleri biraz hikaye gibi aslında. nereye gitsen kendini övecek. onlara bakılırsa lisans mezunu herkesin çok iyi işlerde olması lazım. en sağlamı mezunları bulup onlarla konuşmak.

yazsın işsiz kalmaz. ailesinden ayrı kalmak canını sıkmayacaksa zevk alabilir.

kaptan memo'ya mesaj attım. lütfen sorunuzu silmeyin.

Bilen birine sorun bence. Bilen derken "gemi muh ve gemi mak" bolumunu bitirenden bahsediyorum. Yok halasinin oglu denizde, yok bi tanıdığınin tanidigina degil. Ciddi bi konu sonucta. O yuzden ehlinin fikri daha dikkate degerdir.

lisede ziya kalkavan, ünide itü gemi kaptanlığı mezunu bir arkadaşım var 3 binle başladı. mühendislikte daha fazladır muhtemelen

Herkes bişeyler yazmış bende birşeyler yazıyım. Daha önce yaıldığı gibi "gemi inşaatı" ile "gemi makinaları" iki farklı bölümdür. Birisinden mezun olan gemi inşaa sektöründe diğeri ise gemide çalışır. Gemi inşaatı mühendisleri fark dersileri alarak gemide makina mühendisi olabilirler. İş konusuna gelince; gemideki mühendis doğal olarak iyi para alır. Yeni mezun denizciler ortalama 2 bin dolarla işe başlar. Gemi inşaatçılar ise 2bin lira alır. Denizciler 10 senede 10bin dolar alacak seviyeye gelebilirler. Tabii kendini iyi yetiştirmesi gerek ama her zaman kolay iş bulurlar. Gemi inşaa mühendislerinin yükselmesi daha zordur. Türkiye'de sektörün sıkıntıda olması ve çok mezun olması işi zorlaştırır. Ama o sektörde de kendini iyi yetiştiren herkes iyi bir kariyer yapabilir. Sektör krizden çıkarsa önü açık bir meslek. Denizde çalışmak da zordur ama eğer istiyorsa denizi seviyor ve bu işi ypabilir demektir. Başka öğrenmek istediğin şeyler olursa mesaj atabilirsin.

Açık deniz denizciliği yapmış birinin oğlunu tanıyorum. Çocukken, babasının yüzünü altı ayda bir gördüğünü anlatır durur. Hatta bi gün telefonda ağlayarak anlattı bunları bana. O travmayı hâlâ atlatabilmiş değil. Herkes yapamaz o işi. Haa, iyi paralar vardır eminim. Ben de iyi paralı bir işte çalıştım, denizcilikle ilgisi olmayan bir işte. Ama iyi paralı iş, adamın sağlığını da, aile hayâtını da hiçe sayar.

thy hostesi 5-6 bin para alıyor birader. parasına bakıyorsa saçmalamasın. gitsin krallar gibi hostes olsun gezsin sevişsin üstüne para alsın. ben öyle yapıyorum.

Yakın bir arkadaşımın eşi buradan mezun. Buradan mezun olundu diye gemiyle dünya dört dönülecek diye bir şart yok. Adam 2 sene gemide çalıştı, parayı biriktirdi. Sonrasında burada bir fabrikada makine mühendisi ile aynı işi yapıyor.

Kuzenimin gerçekten çalınmıştı karakolda baya sorgulamışlar. Hatta vereydim cezasını dediydi.

nüfus cüzdanı anlamındaki kimliğiğini kaybet sorun olmaz. giden paran olur. gerçek kimliğini kaybetme parayla bulamazsın :-)

kaybolan kafa kağıdı sadece. :)

çalındı diye git, nasıl çalındı derler, otobüste kalabalıktı, cebimden çekmiş almışlar de. yüzünü gördünüz mü derler, yok çok kalabalıktı zaten indikten sonra fark ettim, elimi cebime attım yerinde yoktu de.

ben de çaldırdım dedim, 2-3 gün aradılar, gel teşhis yap diye, yok hatırlamıyorum görmedim kimsenin vebalini almak istemiyorum dedim kapattım.

sağlam bir yalan bul, aksi ispat edilemeyecek olsun, sıkıntı olmaz. 80 lira için silahla tehdit ettiler, ya canın ya malın dediler, 4 kişiydiler fln deme sakın :)

not: hukukçuyum. nasıl hukukçuysam amk, şimdiden devleti dolandırmayı öğretiyom.

gazeteye ilan verilmesi gerekmiyor mu? ben mi yanlış biliyorum. valla geçen haberlerde gördüm. köylü bir abinin kimliği çalınıp deli borçlar yapılmış. nasıl oluyorsa artık bilmiyorum ama adam ödeyemeyeceği borcun altına girmiş haberi olmadan. hayatım kaydı diyodu yazık. göte gelmeden bi an evvel bi karakola falan git, gazeteye ilan verme işini de sor soruştur.

galiba yaşamında aksiyona ihtiyacın var. suç uydurmanın da cezası var. yerinde olsam karakola değil nüfus müdürlüğüne gider, standart işlemleri yaptırırım.

kaybolduysa artık gazeteye ilan vermeye gerek yok. once muhtara gidip bir belge alman lazım daha sonra o belgeyle nüfus müdürlüğüne gidiyorsun.

İlk önce muhtarlığa gidip 5 tl ye bir kağıt alman gerek, o kağıtla da nüfus müdürlüğüne gidip 6.5 tl ye kimlik çıkarttırıyorsun. Kaybettiğin için 80 tl ceza alıyorsun, cezayı 15 gün içinde ödersen indirim yapılıyor.

gogel cevap vermedi zahar.

www.wattpad.comım-hem-yaram

link kırılıyo.

www.wattpad.com un ardından şu gelecek:

/47210162-hem-yara-bandım-hem-yaram

Muhtemelle Cahit Zarifoğlu'na aittir yedi güzel adam dizisiden alıntılanmış olabilir.

ordu caddesinde yeşil kapıda kebap ye.

bütün otobüsler dolmuşlar inönü parkının ordan geçer, inönü parkına da hiltondan yürüyerek gidebilirsin sanırım. hava çok ısınmadıysa tabi. :/ muavinin birine stadyuma nasıl giderim diye sor, seni en yakından geçece otobüse bindirirler. ordu caddesini bulduktan sonra da kime sorsan gösterir yeşil kapıyı. "karışık" ye, adana kebap-tavuk-külbastı üçlüsü gelecek. bir de soslu soğanları aşırı güzeldir, bitince tekrar istemekten çekinme. :) getirmezlerse de iste abi soğan getirmediniz bana diye. afiyet olsun!
-garsonların davranışlara çok takılma, tanısan seversin aslında-

eksisozluk.com

birbiçerde ciğer ye bir de!!!
turgut özal'da bu. 8a-8b ikilisinden birine bin-ki en sık geçen otobüslerdir- muavine birbiçere gideceğini söyle, indirirler seni. ama unutma ihtimaline karşın yolun sağ tarafına bakarak git :)

yiyebildiğin kadar kebap ye, rastgele biryerde de yesen istanbul ankara gibi şehirlerde yiyeceğin her kebaptan daha güzel bir kebap yersin.

ama kebabın özünü yemek istiyorsan yağ camii(eski adana olur) mevkiinde "İştah Kebap Salonu"nda yemelisin dostum. sevdiğimiz saydığımız değer verdiğimiz eskilerden bir abimizin tavsiyesiyle tanıştık ustayla. islam dininde hacı olmak fiilini kebapta burda gerçekleştireceksin.

hangimizin derdi yok be kardsm

gerek kendimin gerek başkalarının üşengeçliğinden

akp ve tayfasından

Kimse işini doğru düzgün yapmıyor.

hiç arkadaşım yok. sadece yakın arkadaş değil kastettiğim, çay kahve içip iki muhabbet etmeye çağırabileceğim kimse bile yok. hatta okulda uzaktan kafayla selam verebileceğim insan sayısı da 2 ya da 3. konuşabileceğim kimse yok.

aksilikler bu ara peşimi bırakmıyor.
bir de manita lazım.

kilo vermem gerek ama vermek de istemiyorum. şu anki derdim bu.

var gardaş.

Bireyselden gireyim.

Gobedkten kurtulamiyorum. Sporla normalden zayıf denebilecek nir hale geldim ama göbek capini kuculttuyse de hala orada. Duzlestirip sertlestiremedim nir türlü.

Diyete baslayayim dedim ama yemek yapmayı bilmiyorum adam akıllı. Fast food yiyerek istediğim kadar spor yapsam dahi bundan kurtuluşum olmayacak galiba diye üzülüyorum. Yemek yapmayı ogrenmesine ogrenirim ama bu sefer de zaman yok ki bi yemek yapıyorsun 1 saat sürüyo.

www.eksiduyuru.com

Doktora tez konumu sevmemiştim kendime göre değiştireceğim yerlere de hoca izin vermiyor. Bombok, çok sıradan, bilime hiçbir katkısı olmayan, fos bir doktora tezi yaptırmaya çalışıyor. Ben daha zor ama adamakıllı katkı yapabileceğim şekle getirmeye çalıştıkça adam yok diyor. Kavgalardan kavgalara sürüklenmeye başladık. En son 3 sayfalık bir mail yazdım döşedim. Hala cevap vermedi. Fırtına öncesi sessizlik gibi geliyor bana.

hoşgörüsüzlükten, kendini çok akıllı zanneden köylü kurnazlarından, pedofili dincilerden, vergilerden şikayetçiyim.

hiçbir şeye zamanım yetmiyor.

Eve neden gidemiyor onu ogrenmek lazim once sanki.

dekana gittiğine göre üniversitede okuyor herhalde, gidip "niye eve gitmiyosun lan" demek gerekmez mi en başta? 10 yaşında çocuk değil sonuçta, gidip kendisiyle konuşsanız, ne derdi olduğunu öğrenseniz? ona göre kalacak yer sağlanabilir bir şekilde. minik bir burs ayarlanabilir, bir yurda yerleştirilebilir vs.

Hangi okuldasiniz bilmiyorum ama bizim okul içinde burs veren bir sube gibi bisey vardi. Ya da bolum baskani sonuçta bir yurttan yer ayarlasa nasil olur? Kac kisisiniz koca okul ogrenci evine bile alinir simdilik yer ayarlanana kadar aslinda.

eve neden gitmediğinden size ne kardeşim. bu özel birşeydir. üretebileceğiniz bir çözüm varsa söyleyin. konaklama sorunu çözülsün daha sonra bunun nedeniyle ilgili yardıma ihtiyacı olup olmadığı sorulur. kabul ederse yardımcı olunur.

tek çözüm konaklama ihtiyacını karşılayacak burs sağlamak. onun için de hali vakti yerinde iş adamı, öğrenci babası(tanıdğınız babası işadamı, sanayici öğrenciler kesin vardır), veya dekanlığın veya rektörlüğün yerel kontaklarıyla belediye veya bölgesel işadamlarından burs sağlanması olabilir. dekan veya rektörlük isterlerse kesinlikle yapabilirler tekrar söylüyorum.

bu olay özel bir üniversite'de oluyor. çocukla karşılaşabilsem soracağım, okula nasıl devam edecek, parası var mı yok mu diye. bir insanın bir gece kalacağı bir arkadaşı olmaz mı diye de kafamı kurcalıyor. ama çocuk da samimi geliyor, gerçekten zor durumda olduğu belli.

ankaradaysa , 5 marta kadar bende kalabilir , boş bir odam ve cekyatım var paylaşabbileceğim.

@the imp

İstanbul'da malesef. Teşekkürler teklifin için.

iç hatlar 15 bagaj hakkı. el bagajı 8kilo.

gitarı ve valizi verirsin sırt çantasını yanına alırsın bişe olmaz. kg sıkıntısı çıkmadıkça.

gitarı yanıma almam lazım. bagaja verirsem muhtemelen parçalar halinde alırım. aldırmazlar mı yanıma?

iç hatlarda arkadaşın dediği gibi 8 kilo ve başüstü dolabına sığması gerekiyor bagajın.

Kirilabilecek ama kabin bagaji boyunu asan esyalari elden teslim ediyorsunuz. Check-in alaninda kirilacak kargo turevi bir alan var check-in yaptiktan bagaj etiketleri yapistirdiktan sonra siz gidip oraya teslim ediyorsunuz gorevliler de yine ayni sekilde dikkat ederek ucaga yerlestiriyorlar. Bu sekilde lcd ekran 5+1 ses sistemi vs yanimda goturmuslugum var hic bir zarar gormediler. Acikcasi bence ucak icinde dangil dungul bavul yerlestirenler arasinda cok daha fazla zarar gorebilir. Tabi karar yine size kalmis.

gitarı bagaja almak istemiyorlar zaten. yanına alıp baş üstü dolabına koyarsın gitarı. abartılı bir durum olmadıkça sıkıntı yaratmazlar.

tamam, son iki yorum cesaretlendirdi beni. yanıma alıyorum. bana gerçekleri söylemeyin zaten, bana umut verin, gerçekler çok sıkıcı .)

gitarı da hayat sigortam olarak götürücem, açta açıkta kalırsam sokakta çalarım diye. yoksa o kadar önemli değil. teşekkürler.

abicim ben thy ile gelirken gitarımı valiz bölümüne almadılar, baş üstü dolabına yerleştirdim. o konuda rahat ol. yanımda bir de bilgisayar çantası vardı içi dolu dolu. diğer bahsettiğin küçük çanta abartılı olmadıktan sonra sırt çantasıyla ikisine da bir şey demezler ama küçük çantadan kasıt valiz gibi birşeyse iki çantayı birden almayabilirler. dış hatlar için sınır 30 kilo. baktın problem olacak küçük çantaları da bagaja verirsin olmazsa.

hangi havaalanına inecek?

Atatürk Havalimanı

bence ts ile 15.00'dan önce inersin. yani toplam zaman 1,5 saat falan sürer gibi tahmin ediyorum.

edit: şimdi baktım da 2,5 saat sürüyormuş. 16.00 civarı ineceksin yani.

ahl web sitesine giriyorsun. ordan uçuş bilgilerini seçiyorsun. dış hatlar gelişten hangi havayolunun nerden ne zaman geldiğini görüyorsun kardeşim.

yarım saat 45dksı var. ereğli üzerinde şuan uçak.

Allah askina gel yorma beni vur kafani duvara

Anasi babasi olmayan, olen, olumun esiginde olan, hasta olan izdirap ceken insanlarin canii yok mu sence, onlar nasil yasiyor?

ağlamayı kes ve büyü. (sihir manasına geleni değil büyümek eyleminin mastarsız olanı.)

yurtdışına gitmeden bi psikiyatrist'e falan git.

düşünüyorum ki geride bıraktıkları için her zaman üzülen, eden bir toplumuz. 2013 bitti diye ağlayan adam tanıdım ben. önemli olan 'bitmesi, gitmesi, uzaklaşması'. sen gidiyorum diye biraz duygusallığa bürünmüşsün bence. yoksa normal değil bu durum. mutlu mutlu git, mutlu mutlu gel. sevin.

gidip de dönmemek dönüp de bulmamak psikolojisine girmişsin. döndükten sonra bu düşündüklerine kahkahalarla güleceksin. bana da uzun yola çıkmadan önce oluyor. ne var ki bi bilet alır atlar gelirsin bişey olsa.

Afs lise öğrencisi için değil mi? Ona göre cevap verin arkadaşlar. Yetişkin değil karşınızdaki.

cevap: o korkuyu yenmek zorundasın. Git. Düşünme bile.

afs lise öğrencileri için evet. senin için çok iyi bir tecrübe olacaktır bundan emin ol. lise zamanı giden hiçbir arkadaşım pişman olmadı diye biliyorum. kaldı ki yurtdışı üniversite başvuruları için eklenebilecek artı bir puan.

bence bu endişeni yenmen için de çok güzel bir fırsat, gideceğin ülkede de bir aile yanına yerleşiceksin. yeni bir kültür ve bir sürü farklı bakış açısı tanıma imkanın olucak. teknoloji ilerledi skype var o var bu var, iletişimini zaten kesmezsin.
eğer ben uzaktayken birine bişey olur mu diye düşünmeye devam edersen o evden çıkamaz, hayatla yüzleşemezsin.
evet zor bırakıp gitmek adapte olmak yeni ortama girmek üstelik lise ortamı. ama bu tecrübe sana çok şey kazandıracaktır emin ol. bence bu fırsatı kaçırma hele burs ile gitme şansın varsa.

sana ne söylenirse mantıklı gelir?

Git, manyak misin?

Annenlere tembihle, cekirdek ailen disinda birisi olurse sana kesssinlikle soylemesinler. Zaten orada bulundugun vakit ailenle sik sik iletisim kurmamalisin/kurmayacaksin.

Hangi ulkeler kafanda?

İlk bir ay sıkıntı olur ondan sonra alışırsın.Sana tavsiyem gitme imkanın var iken git derim.Eğer ailene bir şey gelirse diye korkun varsa hemen gelebileceğin bir ülkeye git derim.

saçmalama. hemen git. ne kadar erken o kadar iyi. dünyaya bir kere geleceksin.
bunu ertelemenin bünyende ne gibi sonuçlar doğuracağını az çok tahmin edebiliyorum, sen de edebilirsin. fırsatlarını her zaman iyi değerlendir. bir daha asla gelmeyebilirler.
bana güven ve git. zaten bir şey olursa gelirsin.
hem bu tarz hisler yalnızca sende olmuyor. gitmeden önce çok fazla düşünce ve kaygı üşüşüyor. gidince geçiyor.

çok uzun zaman kalacaksan yurtdışında, hava alanında uçağa binene kadar dizlerin titriyor. eğer benim gibi kalp hastası ve stres+evham kombosunda dünya markası olan bir baban varsa mesela, ailecek dramatik sahne yapmayı falan seven tiplerseniz, bi de ekstra pimpiriklilerse sen konusunda: ayrıldığınız andan itibaren vik vik konuşuyorsunuz uçağa binene kadar. sonra biniyorsun uçağa, elinde telefon, "dur baba sırt çantamı yerleştircem bi'" diyorsun, kapatıyorsun.
koltukta bir 20 saniye geçiriyorsun. tek başına.
son kez arıyorsun babanı, baban sana "şimdi in istersen, boşver, yanarsa yansın paramız" diyor. senin cevabın da "hayır baba. tamam, iyiyim. artık gitmeye hazırım, bunu istiyorum." oluyor.

o uçağa binince anlayacaksın.

döndüğünde de herkes sağsalim, üstünüze afiyet yerinde.
git evladım. git.

genc kardesim, ulke tercihini tr'ye yakin bir yere yap o zaman. avrupa ideal. pegasus, easy jet, wizz vs. 50 euroya max 4 saatte turkiyedesin. haftasonu bile gidersin turkiyeye canin cok sikildiginda.

goc ederken biz de bu muhasebeleri yapmistik.
sevdigini kaybetmek her turlu zor. uzakta ya da yakinda nasil fark eder?
hem uzak ne kadar uzak, yakin ne kadar yakindir?

afs den sonrasını okumadım. zannettim ki zorunlu bir şekilde aşık olduğun memleketini ve insanlarını bırakmak zorunda kalıp hayatının sonuna kadar başka bir ülkede yaşayacaksın.

hayat senin hayatın. önce bunun farkında ol. sevdiğim dediğin insanların çoğu muhtemelen 5 sene sonra da yanında olmayacak.

öte yandan burada kalıp ne yapacaksın? sadece sevdiklerinle zaman geçirmek seni mutlu etmeye yetecek mı? aynı şeyleri yaşamış biri olarak cevap vereyim, anlık mutluluklardan öteye gitmiyor. yurtdışına çıkarsan da hayalini gerçekleştirmiş olacaksın. ufkunu ne kadar açacağını burada anlatmıyorum. inan ban ''türkiye'de kalır kendimi geliştiririm, kitap falan okurum'' gibi bir şey değil, yurtdışı gerçekten farklı bir deneyim. ''yurtdışı avrupa amerika höeaaa'' olduğu için değil, yaşadığın yerden tamamen farklı bir yer olduğu için. tek başına hayatta kalabiliyor musun bunu öğrenmek için. kulağa zor geliyor, mutsuz olacakmışsın gibi geliyor, ama karakterin çok gelişecek.

bir de bahsettiğin şey afs, geçici bir program alt tarafı. lisedeyken afs ile giden çok arkadaşım oldu. hiçbirinin mutsuz veya asosyal olarak döndüğünü hatırlamıyorum.

sigorta yapmazlarsa bir şey olmaz. sigorta yapmamalarını söyleyin, yoksa pasaportunuz gider.

yaptılar sigortamı.

havaalanndan geri mi gönderirler?

stajyer sigortası etkilemiyor diye biliyorum ben ama, yine de bi sor onu bence onu babanın çalıştığı kuruma.

sigorta yapıldıysa sıkıntı. geri gönderirler, geçerliliği geçmiş olduğu için kimin üzerinden aldıysan pasaportu, o kişiye idari soruşturma açılır. emniyetin dediği bu.

edit: stajyer sigortasında bir fark var mı bilmiyorum.

@letheavendangered eksik biliyor.
hayır soru olmaz.
gerçekten stajyer sigortasıysa yaptıkları ve sadece sigorta giriini kapsıyorsa yani pirim ödenmeyecekse hayır sorun olmaz.
hayır ama düzenli/sürekli yarı zamanlı/pep stajyersen ve dolayısıyla sigortan sürekli devam edecekse sorun olur.

yani döndüğünde bir polis seni aradığında -aramaları muhtemelen- ve senin sigortan var görünüyor pasaportu neden hala kullanıyorsun dediklerinde senin "hayır ben stajyerdim, bakın bu da ispatı zaten şu anda da stajım bitmiş durumda" diyebilmen gerek.

tecrübe ettim, sorun olmadı.

@jimjim

stajın bitmesine 2 ay var fakat 1 ay sonra 1 haftalığına macaristan'a gitcem, havaalannda gidemezsin geri dön derler mi?

o arada sgk'nın sitesinden kontrol edebilirsin pirim ödeyip ödemediklerini. stajyerlere, üniv.'de yarı zamanlı çalışan öğrencilere aynı çeşit : stajyer sigortası yapıyorlar. eğer öyleyse sorun olmaz.

ayrıca pasaport şube amirliği (netten tel.nu bulabilirsin) çok şaşılacak şekilde tel.lara cevap veriyor ve baya baya yardımcı oluyorlar. arayıp sorabilirsin.

kuvvetle muhtemel zorunlu staj ise sorun olmaz. zorunlu stajda yapılan sigortayla bilinen anlamdaki standart sigorta aynı şeyler değil. prim yatırma meselesi. yukarda bir arkadaş da bahsetmiş.

kart sistemi teorik olarak doğru olsa da bütün birliklerde aktif değil malesef. bunun yanında bozuk para önemli tabii ama giderken torba torba götürmene de gerek yok. gittiğinde bir şekilde halledersin.

ayrıca bozuk para kantinden ziyade matiklerde işe yarar. kahve makinası vs.

Ziraat kartları geçerli olur depozito karşılığı alırsınız kartların gelmesi gibi bir durum yok bozuk parayada gerek yok .
Hayırlı tezkereler

Çarşı izninde çıkıcan haftalık bozduracaksın hacı kart mart yaş iş şuan.

gittiğin yere göre değişir. kiminde kart kiminde nakit çalışır, şansına artık.

O gittiğin yere göre değişiklik gösterebilir. Ben 351 KD olarak Manisa batı kışlada yaptım acemi birliğini.

O kartları kışlaya girince veriyorlar, yani ilk günden elinde oluyor. Paralar daha çok çay kahve makinalarında kullanıyor, cola fanta 1tl, kahve 50 kuruş felan. Kartı da kantinden herhangi birşey alırken kullanıyorsun. Kantinde para geçmiyor, yasak, hatta yazısı bile vardı camda. Ama kantinci eleman para alıyodu duruma göre.

Usta birliği olarak kıbrısa gittim. Kantin mantin yoktu amk, çay ocağından bozma birşey vardı. kart felanda geçmiyordu, tamamen nakit çalışılıyordu.

Kasımda gittim ve ilk 1 hafta bozuk para geçerliydi sonra kart dağıtıldı ve bozuk para hiç bi yerde geçmemeye başladı.

Düştüğün yerle alakalı birazda, arkadaşım jandarma mecbur bozuk para kullanıyor çünkü jandarmada o kart 5. ayda bile gelebiliyor.

Sen abartmadan biraz bozuk para götür yanında ne olur ne olmaz.

o verilen ziraat bankasının kartı geçerliyse o kartı kredi kartıyla da doldurabiliyorsun. ancak bir kere kredi kartıyla doldurduysan içindeki bitene kadar nakit parayla yükleme yapamıyorsun. içinde beş kuruş falan kalırsa da sildirebiliyorsun ama gerçi on lira kalsa da sildirebiliyorsun ama onu yapacağını sanmıyorum.

2009 da mardinde 70. Mekanize p. Tugayında kısa dönem dim. Hiç senin takıntı ettiğin sorunlarla karşılaşmadım. Dert etme yeterki para olsun. Bişekilde çözülür. Paradan korkma parasızlıktan kork.

ne farkeder canım benim. gidince niye öğrenmeden geldin demiyolar. söylerler orda.

bozuk para götürün denilmesinin sebebi içecek makineleri.

Cebinde bozuk paran olsun.
20 tl banknotla cay alamazken 20 krs ile cay icebiliyorsun.

Jandarmaya ise 5 ayda geldigi yok. 20 gun sonra kart elimdeydi.

Tavsiyem 5-10-20 tl banknottan yukarisi olmasin.
Bol bol 50 krs 1 tl gotur. (Toplamda 20 tl edecek kadar yeterli)
Cay kahve ve biskuvi makinelerine tedarikciler gelir. O arabalari kolla ve parani bozdur.

Hakkari il jandarma komutanligi safak 96.

uyuyamıyorsan banada oluyor o anlamadım gitti yeni yıldan beri böyle...

ayetel kürsi felak nas falan oku yatarken

genc adamsın olur öyle. düzelir.

eline yazık.

kasma kendini saunaya gir.

geceleri uyumayınca yapacak pek fazla şey olmuyor hep bundan oluyor.

bilgisayardan uzaklaşmak gerek çare olarak.

Genç adamsın +1

Sol

kullanmadığın kola takılır. solaklar da sağa takar da o bi ara siyasal simge falan olduydu o yüzden pek takan kalmadı. sol yani

genelde sağlaklar sola, solaklar sağa takar, ben sağa takıyorum

sağa takarım. yazı yazarken sol elimi daha rahat kullanıyorum.
sola takanlar da muhtemelen sağ elini rahat kullanmak için takanlardır

10 yaşımdan 20 yaşıma kadar sol koluma taktım fakat son 2 senedir sağ koluma takıyorum. sebebi ise; enstrüman çaldığımdan, enstrüman çalarken sol kolumda rahat edemiyordum, sürekli tak çıkar da sıkmıştı, bende hadi sağ koluma takayım dedim, o gün bugündür sağ kolumda olmasından hiç rahatsız olmuyorum. (solağım)

ben sağa takıyorum. genelde sola takılır ama.

Tarihçe (gerçekler): saatin sol kola takılması aslen pratik bir nedene bağlıdır, teknoloji ve teknikler gelişip saatler daha küçük hale gelmeye başlayınca kola takılmaya başlandı ancak kurma kolunun pozisyonu nedeni kol saati satın alanlar sol kol bileklerine taktılar ve gelenek olarak sol kola takılmaya devam ediliyor.

Peder bey cevabı (veletken sormuştum): sağlak insanlar sağ ellerini daha fazla kullandıklarından camı çerçevesi çizilmesin diye sol bileklerine takıyorlar, solaklar da sağına.

Benim tercihim: sağlak biri olarak sağ bilek, ancak elde bir şey varken biri saat sorunca problem olabiliyor.

Sonuç bir standartı yok, tamamen pratiklerden gelişmiş geleneklere dayalı bir durum. sağlak birinin saati sağ koluna takması ayıplanan bişi değil alışılmamış bişi sadece.

sol.

standart sola takılır. ben de sola takıyorum.

Sağ koluma takıyorum ve sağ elimi kullanıyorum. Sol koluma takamıyorum, hiç olmuyor...

sol

bildiğim kadarıyla kadınlar sağ koluna, erkekler sol koluna takarmış. düğme konusunda olduğu gibi işte.

Sağa takıyorum. Kızların çok hoşuna gidiyor

ben sağlağım sola takıyorum kardeşlerim solak sağa takıyorlar..

sol.

şakamısınız bu işin salağı solağı olmaz.sola takılır nokta

sağ.

sol tabii ki.

Solak değilim, sağ bileğim sola göre biraz daha ince olduğu için oraya daha rahat oturuyor..

sağ

Kurma kolu ters tarafta kalmasın diye genelde sola takılır.

sağ

bence çok iyi gelir.

eskiden montla yapılan bi aktivite vardı şimdilerde kimse tavsiye etmiyor. onu dene.

bence süper bi' fikir bulmuşsun. eğer hayvanlardan tırsan biri değilsen mutlaka dediğini yap. bütün kötü elektrikten kurtuluyor insan.

stres yapma. stres yapacağın zaman tercih zamanı.

ayrıca il padrino +1

Terör örgütü isimlendirmedir, amaç değildir. Dediğin gibi örgütün amacı kürt halkının özgürlüğüne kavuşmasını sağlamak. Kimileri tarafından terör örgütü olarak adlandırılır ya da adlandırılmaz.

Edit: Aynı zamanda bazı marksist düşüncelere göre, komünist devrimin gerçekleşmesi için milli devrim dedikleri halkların milli bağımsızlıklarına kavuşması ve kendi kültürlerinin korunması gerektiği söylenir.

pkknın kuruluş dönemi,90lar,ve öcalan yakalandıktan sonra 3 farklı tarih başlığında incelemek lazım.

pkk kuruluş aşamasında kesinlike marksist,leninist bir halk hareketi olarak kuruldu.kurucularının 3 tanesi laz 1 tanesi türk kökenliydi.

90larda palazlandıkça daha söz ve güç sahibi oldular ve onların hem farklı fraksiyonlara bölünmesine hem de tanınırlığına neden oldu.

öcalan yakalandıktan sonrada taşeron bir suç örgüt haline geldi,halkla bağını kopardı,ticari ve siyasi varlığa yoğunluk verdi.

dediğim gibi pkkyı okumak istersen giriş,gelişme,sonuç aşamalarından geçmen gerekiyor

lenin hatırladığım kadarıyla leninizmin ilkelerinde "devrim içinterörün gerekliliğini" savunuyordu; hatta "kızıl terörü yayın" minvalinde bir paragraf hatırlıyorum.
bunu kürt ulusalcılığyla bezeyince pkk oluyor işte. nasyonal sosyalizmin farklı bir yorumu ya da türevi diyebilirsin. ama dediğinde "faşist" sen olursun ilginç yani.

@naylonlee bir duruma/düşünceye dikkat çekmek için kasıtlı terör oluşturulabilir. bunu kendine yol seçti mi pkk demek istedim.

Dafaiss'in dediği gibi terör denilen şiddet emperyalist kuvvetlere karşı kullanılmalıdır. Törer kelimesinin bize korkunç bir anlam ifade etmesi uzun yıllardan beri süren medya etkisinin sonucudur.
Ki faşist bir örgüt dememiz saçma olur çünkü şiddet uygulayan faşistdir diyemeyiz. Ezilen yani soykırıma uğrayan, sürülen, asimile edilen halkların mücadelesi şiddetli ve ya değil bağımsızlık mücadelesidir. Faşist değildir.

pkk kürt haklarını savunmaktan başka herşeyi yapan bir örgüttür. belki hep öyle değildi. ama son uzun yıllardır böyle. bazıları hala desin kürt halkı vs. saçmalık.

bulunduğumuz bölgede inanılmaz bir para,silah uyuşturu trafiği var. bu trafiği kontrol etmek için bu tip örgütlere ihtiyaç vardır. taşerondur. duruma göre saldırır, duruma göre tehdit eder, duruma göre çekilir bekler.

inanılmaz büyüklükteki bu trafiği kontrol etmek için bu örgüte her daim ihtiyaç vardır. ha bunu pkk direk kendi mi kontrol ediyor, ülkeler mi kontrol ediyor... orası zaten bambaşka bir konu.

lafın özü. bugün pkk gelse şu isteklerim kabul et. türkiye cumhuriyeti kabul etse hepsini. bak hepsini!. pkk yine varlığını devam ettirir.

@baba jo tabi ki seçti. En başından beri öyleydi.

bir de şu var: özellikle son yıllarda daha doğrusu akpnin doğuşundan beri desek yanlış olmaz; aynı akp gibi bir politika izliyorlar.

- akp geçmişte ve halen mevcut yasalarla devletin müslümanlara karşı takındığı tavrı kendine siyasi alanda bayrak yaptı, yani kendisini mesela yaşanmış başörtüsü mağduriyeti üzerinden acındırdı; sanki kendisi olmazsa her şey aynen tekrarlanacakmış gibi hissettirdi ve böyle bir algı oluşturdu.

- pkk da kürtler üzerinden aynı politikayı izliyor. sanki onlar olmasa kürtler ve kürtçe de olmazmışmış gibi (dikkat: olmasaydın olmazdık, tanıdık geldi mi?) yani yaşananları kendine siyasi alanda bayrak yaparak sanki kendileri olmazsa aynı şeyler yine yaşanırmış gibi hissettirdi, oldu mu sana katiller, şehrin göbeğinde diri diri çocuk yakanlar (serap eser), haklarını savunduğunu iddia ettiği halkı tehdit edenler (1991, öcalan: "dep'e oy vermeyenlerin tavuğunu bile öldürün" ) şimdi barış elçisi böylece.

ikisi de ideoljik bağlamda "ulusalcı" aslında, sadece sahaları farklı.

ulusalcılıktan kastım şu:
mesela dikkat et; şuna mutlaka rastlarsın bu konuda konuşurken:

jakoben, diğerlerini küçümseyen akıl:
"bebek katili kafasındaki kahvehane siyasetçilerini pek ciddiye alma..."

temelinde bir partidir. partiya karkeren kurdistan-kürdistan işçi partisidir.

bebek katili kafasındaki kahvehane siyasetçilerini pek ciddiye alma bu tarz konularda.

pkk kuruluşunda ezilen bir halkın isyanı olarak doğdu. pek tabi ki sol ve marksist bir temeli vardır. yani kundaki bebeği öldürelim, dosta güven düşmana korku salalım zihniyetindeki 3 5 maceracı insanın işi değil.

günümüzde gelinen noktada ise kuruluş amacı ve ilkesinden sapmalar, kişisel, zümresel çıkarlar söz konusu.

Pkk Marksist bir orguttur. Bunu orgut yapisindan tut bayrağına, soylemlerinden tut gecmisine her alanda görebilirsiniz. Faşist demek ota boka faşist deme alışkanlığina sahip turk solcu ağzıdir.

ben veriyom valla

toplum karakteri. genelde akdenizliliğe bağlarlar.

ben bazen korkuyorum
annem duruyor hemen kalbime

Bu karsidakini tanimak acisindan iyi bir ozelliktir. Bir iki kere olsa belki gozardi edilebilir ama surekli oluyorsa, karsi tarafin sizi umursamadigini gosterir. Akdenizlilik vs. diyerek sevimlilestirilecek bir sey de degil.

üşeniyom.

bazen haber vermek, gitmekten daha zor.

kaçış başka bir açıklaması yok, kişinin kendinden kaçışının, yüzleşememesinin diğer adı bu yapılan. önemsenmiyorsa iddia edildiği gibi, kişi sanırım kendini önemsemiyor. zor ve sıkıntılı, bahenesi çoook bol.

geç kaldığım yerin önemlilik derecesine göre değişiyor.

ücretsiz alma olayı bitti diye biliyorum.

haber linkinde 1 ekim 2014 üne kadar uzatıldı diye yazıyor.

numarayı çok benimsedim ya. yoksa yeni hat alırdım.

kendisi olmadan zor. bozulan hattın yerine yenisini vermemişlerdi bana zamanında. devir teslim olacak. devredenin onayını da isterler.

avcılar'da bir turkcell bayisi hat sahibi olmadan 30tl'ye yaptıklarını söylemişti birkaç hafta önce.

avea hattim vardi babamin ustune, vodafone'a gectim sonra.. kendi ustume alayim dedim ama vodafone'a gittigimde, hatti ustume alabilmem icin tekrar avea'ya gecmem gerektigini soylediler.. bi kac yere sordum hepsi de ayni seyi soyledi.. avea'ya gecmistim dedigin icin soyleyeyim dedim yani..

sağ

2. bence. çok hoş geldi

sağ

sağ, bir de nerede bunlar?

@utkucbkc fossil marka. internetten ulaşabilirsin. saat&saat'ten falan.

internetten ulaştım da mağaza yok mu?

sağdaki.hatta çok beğendim

@utkucbkc ben kayseri'den baktım. forum avm'den.

ikisi de değil.

fossil saatleri oldum olası beğenmişimdir. sağdaki kesinlikle.

bence de sağdaki, bu arada ben de bunu kullanıyorum img.saatyazilim.com

sağ

bence yetişmez. ~3 hafta

mail atmazlar heralde vizeyi. bırak sen pasaportu yine de.

pasaport 13 günde çıkmaz, hele hele vize hiç çıkmaz.

Yatti o is cikmaz.Ayrica finale niye gidiyorsun ki?

2 sene önce pasaportu 1 haftada,
geçen sene hollanda vizesini 4 ya da 8 günde almıştım, tam hatırlamıyorum.

pasaportu hallet yarın ilk iş. finale kalırsanız bi tur şirketiyle git maça, onlar vizeyi bi şekilde yetiştirir. bence gidebilirsin.

geleceği görmeliydin, erken davranmalıydın :)

pasaport olur da vize cikmaz o kadar surede. pasaportu hemen al. vizeye de basvur. cikamazsaniz gitmezsin bisi olmaz.

gelmez pasaport

turla gitme olayı iyi gibi sanki. fiyatta geçirirler ama vizeyi daha hızlı çıkarma durumları olabilir. bunu bi araştırayım.

pasaport çıkmaz diyenler taşak mı geçtiniz ciddi misiniz anlamadım. pasaport iki-üç günde gelir, ankaradaysan bir günde de çıkarırsın. çalışıyor veya okuyorsan vize bir hafta içinde gelir.

abi ben real madrid maçına gittim. cuma tur şirketine belgeleri teslim ettim, pazartesi vizeye başvurdular, çarşamba çıktı. kendi başına başvuranlar 8 günde falan aldı. sabah pasaporta başvur, bişey kaybetmezsin.

pasaportlar en geç 1 hafta içinde çıkıyor. Yani ben yakın zamanda aldım öyle dediler başvururken hakkaten de 1 hafta içinde geldi. vizeyi bilemem.

Bu saatten sonra tur şirketlerinden kovala derim. pasaport için yarın sabah hemen başvur en geç salı kargoda olur. ben de cuma başvurmuştum çarşamba elimdeydi.

27 yaşındayım, dikey geçiş sınavı ile bu sene istatistik bölümü okuyorum 29 yaşından önce bitmeyecek okul,

okulda kısmı zamanlı öğrenci olarak calısıyorum,ailemden de sadece aylık 500 tl alıyorum (kirada br evimiz var onun parası geliyor)

hemen hemen her işte çalıştıgım için ailemden para almasaydım garsonluk yapardım buyuk ihtimalle bir sekilde geçimini sağlarsın

bir şeyleri değiştirmek için elbette hiçbir zaman geç kalmak söz konusu değildir.
ama yapmak istediğin hedeflerine giden yol illa üniversitede okuyacağın bölüme mi bağlı?
ne biliyim, yüksek lisans falan yapabilirsin.

19-23 yaş arası mühendislik fakültesindeydim. Yarıda bıraktım. Şimdi konservatuvardayım. Bir yandan çalışıyorum. Akademik kariyer planım var. Olunca oluyor. Ama çalışmak iyi olur. Bir yaştan sonra aileden para almak koyar adama.

kesinlikle denemelisin ama değmeli okuduğun bölüm ne bilim hukuk olur tıp olur falan piyasada iş yapan mesleklerden olmalı okuyacağın bölüm onuda kazanmak için kasmak lazım 29 yaşında mezun olsan önündeki yıllar mis gibi yaşarsın

daha da kötüsü, yolunu değiştirebileceğini bilsen fe hangi yola gireceğni bilmediğinden aynı yola devam etmnektir.

okuduğun bölümle ilgili yapacağın işi sevmesen de ortalama bir maaşla iş bulabilirsin tahmin ediyorum. düzenli bir işe sahipken sınava girip tekrar bir bölüm okuyabilirsin. ben de yeni bir işe başladım. maddi açıdan tatmin edecek ama yoğun bir iş. aynı şekilde sınava girip devam zorunluluğu olmayan bir bölümde okumayı düşünüyorum. devam zorunluluğu açısından da hukuk olabilir. ailene yük olmaman açısından tavsiyem tam zamanlı düzenli bir işte çalışman.

pipepicture önemli bir noktaya değinmiş. en başta ne yapmak istediğini bilmek hepsinden daha önemli aslında. sonrası kesinlikle kendiliğinden gelir diye düşünüyorum.

Bölümdekilerle uyum sorunu yaşayabilirsin.Kendinden 7-8 yaş küçüklerle okuyacaksın.Biraz dışlanma ihtimalin var.

İyi tarafları da var ama mesela asistanlarla hocalarla iletişimin daha iyi olur.O yaştan sonra üniversite okuma özverisi gösterdiğin için artı puan alırsın hocalardan ve notlara da yansır.

Sevmediğin bölümü okumak kadar kötü bir şey yok. Bir de o bölümle ilgili işlerle meşgul olacaksan hayatın kayacak. Ben de Boğaziçi İktisat'ı bırakıyorum bu yüzden. Bilkent Mütercim-Tercümanlık'a hazırlanıyorum 2014 için. Okula 23 yaşında başlayacağım. Bırakma kararı çok kolay olmadı aslında ama artık kafam çok rahat, bölümü kesin değiştireceğim. Sadece kafamda Boğaziçi mi Bilkent mi sorusu var ama çok fazla nedenim var buradan uzaklaşmak için. O yüzden Bilkent yazacağım. 28 yaşında mezun olacağım Fransızca hazırlıkla beraber, eğer İngilizce hazırlığı geçebilirsem.

ailen senin o yaştaki masrafını karşılamaya gönüllü ise (lise ögrencisi gibi takılamazsın o yasta daha cok paraya ihtiyacın olacak sosyal olarak sıcmamak icin.) olur.

baska türlü calısmadan olmaz o is gercekci olalım.

yeniden başlamanın yaşı yok. bizim bölümde 40 yaşlarında amca vardı.

1.16 yakmıyor içiyor diyolar. 10 litre nedir yav.

10 litre aman aman çok değil honda civiclerde 10-11 den aşağı inmiyor.
Az değil tabi ki çok ama içmek kelimesi 10 litre için bence abartı.
Tabi bmw nin performansını düşünürsen yaktığı yakıt çok ve normal.

yeni kasalarda düşürdüler sanırım tüketimi ama o kasada 1.16i normal kullanımda 10 lt ortalamayı aşıyorduk. Gaza biraz basarsan ki basılıyor 12 lt falan görmek çok mümkün. O yüzden yeni kasa mı makyaj mı ne geldi motoru değişti sanırım kullanmadım yenisini ama 6-7 lt yazıyordu kitapçığında..
o yüzden bir daha ...sen 1.16i'ye binmem.

@up abim noktayı koymuş 2 tonluk arabayla

şimdi 1.6 lt dizel skoda rapid ile aynı motora sahip cetta yı ele alalım aralarında 100-150 kg rapid hafif bu koşulda bile performans anlamında 0-100 1.3 sn fark ediyor ara hızlanmalar gaz tepkileri aynı şekilde AYRICA yakıt tüketimi yaklaşık 0.6-1.2 lt ye kadar fark ediyor rapid az yakıyor

şimdi gelelim bmw ya
1.6 lt lik motor acaba ne kadar verimsiz ki 10-11-12 lt benzin tüketiyor.
aracın hafif olduğu konusu su götürmez bir gerçek
bmw 116 bir golf den hafif bir muadil araçlardan hafif polo dan biraz daha ağır olabilir.hal böyleyken bu denli yakıt tüketimi bence motorun verimsizliğinden kaynaklanıyor ya da yakıt tüketimi tamamen 2.- 3. plana atılıp sadece performans önemsenmiş olmalı ama o haldede bu aracın 0-100 5-6 sn yeye kadar düşmeli bence

çok teşekkür ederim verdiğiniz bilgiler için. tahmin ettiğim gibi tüketim.

ne demek istediğinizi anlamadım?

"pardon" dediğiniz zaman çekilmeleri yeterli olur, kimse sizi görmediği için sizden özür dilemek zorunda değil. yol istersiniz, verirler, özür dilemeleri ayrıca kibarlık olur.

karşıdan gelen birisine "pardon" derseniz bence de üzerinize yürürler. evet öküz bir milletiz ama olur olmadık yerde, en alakasız şekillerde milletimizi yerden yere vurmak saçma ve gereksiz.

mallar ayrılsın. sorun çözülür.

2.5 cm iyidir. Daha aşağısı kuşbaşı olur.
Kömür ateşi lezzeti arttırır, başka alternatif yoksa gaz kullan.

Yağlı dana eti kullanırsan daha iyi olur. Karabiber, tuz, pul biber ekleyip iyice yoğur, sonra şişlere tak. Lavaşı arada bir kebapların üzerindeki yağı almak için kullan.

Afiyet olsun compu başgan :)

bi adanalı olarak söylüyorum 2.5 çok. 1.5 cm alın. bi de kömür ateşi cidden tat verir

adana kebap sevdiği için bunu yukarıya alan her kimsen
adaletsizin tekisin arkadaşım.

her neyse baldırda yağ akmalı.
et bir zaman istiyor onu zamanında dövmek gerekiyor.
kıymanın yöntemi var.
baharatlar. terbiye. iyi zamanlama. teknik güdü.


türk mutfağı kadar kuvvetli bu tüm dünyada ancak 1 mutfak daha ya çıkar ya çıkmaz.

acayip taraf şu ki
türk salaklığı hiç benzemez ona buna. çok aşırı üzgünüm.

1,5 cm iyidir bence de.

-o değil de yukarı sabitlenince böyle bir duyuru, baktım kim bu başbakan mı geldi diye.

@agy3, adam hep buraların sahibi.

meşe kömürü.

Kuzenim bu islerden iyi anlar... blog'unda iyi Adana Kebap'in sirlarini yazmis. Bayagi isinize yarar saniyorum, afiyet olsun: www.sanalmutfakmert.com

1.5 ya da 2.5 cm olabilir koyun ya da kuzu %25-30 arasında kuyruk yağıyla birlikte zırhla etin çekilmesi lazım gerçek adana olması için gaz mangalı duymamış olayım

compu bunun sırrı adana'dan bilindik bir kasaptan et almaktan geçiyor. alınan etin gerekli malzemelerle ne kadar yoğrulması da önemli.

bi de eski bir mangalda kömür ateşinde yapmak ayrı bir tat katar.

tam tarifi babama sormam gerekiyor.. işin ustası o..

Amerikada oldugum icin, boyle seylere basvuruyorum.

balonda yapabilirsiniz.

rıhtım tarafında balon var bi ama oldum olası sevmedim orayı, deniz görme olayı için moda sahilde dolanın bulursunuz bi yerler.

moda da dodo diye bir mekan vardır ve mükemmeldir hiddetle tavsiye ederim.

eski moda iskelesi.

bilet koyman yüzdeyi arttırabilir. ben koymadan almıştım ama.
bir de orda kiramalan arkadaş tavsiyesi senin oraya yerleşme niyetini işaret edebilir.
ingilterede mülakat olmuyor zaten. ingilizce derecen çok önemli değil.
öğrenci olman bir artı.

arkadaş evinde kalmaktansa bence bi yerde rezervasyon yaptırıp vize çıkınca iptal ettir.

vizeyi minimum altı aylık verecek. başvurularda ev veya hostel konaklaması avantajını iyi araştır, ona göre zaten vizen olacak. istediğin kadar kalırsın. yalnız 1 hafta kalıp dönecem diyip bir ay kalırsan bir sonraki başvuruda bakıyorlarmış falanmış filanmış olayları var. onu da göz önünde bulundur.

hostellere mail atıp pazarlık yapabilirsin. tek kişilik odası olan hosteller de var. ya da çift kişilik yatağı olan odaları tutabilirsin eğer gelenin gidenin olackasa.
ya da sürekli aynı yere gelip gitme gibi bir derdin yoksa internetten oda kiralayan insanlara bakaiblirsin. craiglist çalışır burda da.

airbnb ye bir bak bence

ibis hotel. beylikdüzü'ndekinde geçen hafta 59 tl'ye oda vardı. hatta nereye gidersen git otel kalitesi, temizlik, fiyat oranı tek geçerim ibis'i. low cost otel gibi.

Sagolunuz varolunuz

penne sicilliano.

Zuppa di Granchi - mahmut'un yerinde en güzelini yaparlar

aynen amasrada cesmı cıhanda balık ye hangısını yersen ye hepsı muhtesem bırde bol rokalı amasra salatası.

ne parası, parasız versin. o nasıl arkadaşmış lan öyle.

Adam satacak niye parasiz versin. Ben alayim bana yarasin.

normalde kombine öncelikle takıma destek olmak için sonra da maçlara gitmek için kullanılır. kendin gitmeyeceksen arkadaşlarına sorarsın gidecek olan var mı diye ödünç verirsin. ama gördüğüm kadarıyla gsliler kombinelerini satmaya yatkın taraftarlar. birazdan piyasasıyla ilgili bilgi verirler sana. fakat bence 50 lira'dan fazla etmez.

arkadaşsa parasız versin tabi ki de 1 tanesi için 100 tl gibi bi rakam önerebilirsin bence.(ya da 2 tanesi için 250 gibi) ha muhtemelen sende bizi skiyosun deyip kabul etmeyecektir çünkü 250-300 gibi rakamlar konuşuluyor. maç günü kale arkası bile 500e gidebilir.

adamın paraya ihtiyacı vardır. saçmasapan muhabbetler yapmaya gerek yok. 100 liraya verirse al. bilet bulma telaşesi ile uğraşmamış olursun.

dostum 400 civarı gider. hazırlık maçı değil. cl çeyrek final maçı ve real madrid'le. maç gününe doğru 500'ü de bulabilir. ki bu para arkadaşının kombine kartını aldığı paraya tekabul ediyor. arkadaşın demezse ki sana verdiğimde elime geçecek parayla başkasına kiraladığımda elime geçecek parayı karşılaştırıyorum komik bir mebla çıkıyor, aranızda 100 200 bişeyler yapın. memlekette gsmh yıllık 20 30 bin dolar değil. gönül ister karşılıksız yapılsın böyle imece usulü hareketler de gerçekçi olmak zorunda insanlar.

ha galatasaraylılar tek dişi kalmış kapitalistler, geleneklerinden uzak, taraftarlık ruhundan yoksun insanlar, diğer takım taraftarları ölümüne takımlarının yanında, kendilerini parçalarcasına sosyalist, işçinin emekçinin hakkını sonuna kadar savunur, aynı zamanda geleneksel, delikanlı takım taraftarları.

hayatlarında böyle müsabakalarda bulunamadıkları için diğer takım taraflarının kombine karaborsa piyasası keşfedilemediğinden konuşan insanlar da var galatasaraylıların meyilliliğinden bahsedenler. sayın aziz yıldırım cl çeyrek final maçında gittigidiyordaki kombine bilet satış ilanlarını suç duyurusuyla kaldırtmıştı. bir kere tecrübe etmişiz yine de. gittigidiyor'a bile yasak getirilen bir durumda taraftarın neye meyilli olduğu aşikardır.